20 Ocak’ta resmen görevi devralacak olan seçilmiş başkan Donald Trump’ın planlarında kritik bir değişiklik olduğu bildirildi.
Kapsam Daraltılıyor
ABD merkezli The Washington Post gazetesinde yayımlanan habere göre, seçim sürecinde ithal edilecek tüm ürünler için %10 ila %20 arasında gümrük vergisi vaadinde bulunan Trump’ın bu planında değişikliğe gittiği ifade edildi. Jeff Stein imzasıyla çıkan haberde, Trump’a yakın üç kaynağa dayandırılan bilgiler doğrultusunda, danışmanların her ürünü değil sadece belirli sektörleri hedef alan bir tarife üzerinde çalıştığı belirtildi. Söz konusu planın tüm ülkeler için geçerli olacağı iddiası da yer aldı.
Savunma Sanayi ve Enerji Sektöründe Uygulanacak
Trump’ın seçim dönemindeki vaatlerine göre bu değişikliğin önemli olduğunu ancak global ticaret üzerinde etkili olma potansiyelini sürdürdüğü vurgulandı. Haberde gümrük tarifesi uygulanması muhtemel sektörler arasında savunma sanayi, enerji sektörü, kritik tıbbi malzemeler, demir, çelik, bakır, alüminyum, iğneler, şırıngalar, ilaç malzemeleri, şişeler, nadir toprak mineralleri, güneş panelleri ve piller sıralandı.
2025’in En Büyük Belirsizliği
Trump’ın gümrük vergisinde planladığı değişiklikler, hem ABD ekonomisi hem de küresel ekonomi için 2025 yılının en büyük belirsizliği olarak değerlendiriliyor. Haberde, planlarda sıklıkla değişiklikler yapıldığı ve tarifelere dair son kararın henüz alınmadığı, sektörel tarife planının daha kapsamlı tarifeler için bir başlangıç olabileceği ifade edildi.
Türkiye de Kararı Bekliyor
Trump’ın gümrük tarifesi planı, dünya genelindeki ülkeler gibi Türkiye’yi de yakından etkileyecek. 2024 yılında ABD’nin Türkiye üzerinden yaptığı ithalat %10 artışla 13,4 milyar dolara ulaştı. Türkiye, ABD’nin ardından Almanya ile birlikte en çok ihracat yaptığı ülkeler arasında ikinci sırada yer alıyor.
Ne Olmuştu?
ABD’nin 47. Başkanı seçilen Donald Trump, kampanya sürecinde yurt dışından ithal edilecek tüm ürünler için %10 ila %20 arasında gümrük vergisi vaadinde bulunmuştu. Ancak Trump’ın bu vaadi, fiyat şokuna yol açabileceği endişesiyle ekonomistlerin ve Cumhuriyetçi Parti içindeki eleştirilerin hedefi olmuştu.